Kuyumculukta kullanılan alaşımların estetik, mekanik ve aşınma direnci gibi özellikleri kuyumcunun olduğu kadar kullanacak olanlarında isteklerini karşılayabilmeli. Ayrıca; birçok işlemleri ve karışık üretime de uygun olmalı.
Kuyumculuktaki altın, gümüş ve bakır alaşımları ile bir miktar da çinko içerir. 10 ve 14 ayar altın alaşımlarında yüzde 0,5 veya daha az miktarda çinko, kabarcıksız sağlam döküm elde etmek için deoksitleyici olarak kullanılır.
Sertlik ve aşınma direnci birbiriyle yakından ilgilidir. Alaşımın içerdiği altın muhtevası düştükçe sertlik oranı artar. (Beyaz altın buna dahildir) Bu sebeple ve maliyet dolayısıyla 18 ayarın üzerindeki altın alaşımlarının kuyumculukta kullanılmaları azalmıştır.” Yüksek Tarz “kuyumculukta genellikle 18 ayar kullanılır. Fakat kuyumculuğun diğer sınıflarında 14 veya 10 ayar altın alaşımları kullanılır. Altın alaşımlarının aşınma dirençleri, alaşımdaki altının atomik yüzdesinin düşmesiyle azalır. Bu hava tabakasının yol açtığı kirlenmeye ve terlemeyle meydana gelen aşınmalara karşı dayanıklılığı azaltır.
“Rulolanmış altın kaplama veya altın dolgu “terimleri aslında temel madenlerden oluşan ve üzerlerine lehim, kaynak ve diğer mekanik yollarla altın sürülmüş ürünler için kullanılır. Yalnız bu altın tabakasının kalınlığı, ürünün ağırlığına göre ve orantılı olmak kaydıyla düzenlenir. Mesela 1/10 kt altın dolgulu olarak belirtilmiş bir ürünü ele alalım. Bu ürünün temel madenden yapılma olduğunu, bu kaplamanın asıl madenin ağırlığının yüzde 10’u kadar olduğunu gösterir. Bütün ağırlığın 1/20’sinden daha az bir altın yüzeyi olan bir ürüne “altın dolgulu” denilemez. Daha ince kaplamalara “rulolanmış altın kaplama” denilebilir. Ancak kaplama en az 10 ayar olmalı ve ağırlığa oranı gösterilmelidir. “Altın dolgulu “ya da “altın kaplama “damgalı ürünlerin altın muhtevası en azından belirtilen işaretin yüzde 90’ı kadar olmalıdır.
Altın Alaşımlarının Özellikleri ve Renkli Altınlar
Sarı, kırmızı ve yeşil altın alaşımları; altın, gümüş, bakır üçlüsünün alaşımlarıdır. Altın, gümüş ve bakır üçlüsündeki kontrol etkenleri, alaşımdaki altın miktarı ve gümüşün bakıra oranıdır.
Bu alaşımdaki altın kimyasal özelikleri denetlerken, gümüş ve bakır oranı da sertlik, güç, ısıyla sertleştirme duyarlılığı ve en çokta alaşımın eridiği ısıyı kontrol eder.
Kuyumculukta ki altın gümüş ve bakır alaşımları bir miktarda çinko içerir. 10 ve 14 ayar altın alaşımlarında %0,5 veya daha az miktardaki çinko, kabarcıksız sağlım döküm elde etmek içinde oksitleyici olarak bulunur. Çok bakırlı ve bazı 10 ve 14 kırat alaşımlarını, kırmızımsı alaşımdan kırmızımsı-sarı veya sarı renge döndürmek için %10’a kadar çinko kullanılır. Bu çinkonun alaşımının diğer özelliklerine çok az bazı yan etkileri görülür. Sıvı ve katı ısıları düşürür. Çinko aynı zamanda tek safha alaşımlarının ısısını düşürdüğü gibi alaşımların sertleşme ortalamasını da düşürebilir. Ancak dişçilikteki altın alaşımlarındaki çinko, plastik madenleri içerir ve sertleştirme duyarlılığını artırır.
Daha büyük oranlarda çinko katılması ile sıvılık düşer ve alaşım, KAYNAK, alaşımı olarak kullanılır. Bu yüzden çinko içeriğini, istenilen rengi elde etmek için dikkatle kontrol etmek gerekir.
Bütün tek safha madenler ve alaşımlar tamamen tavlandıkları zaman tane büyümesine uğrar, tavlama tane büyümesini hızlandırırken iki safha bölgesinden tek safha bölgesine geçerler. Bu etkiye karşılık olarak altın alaşımlarını nikel, kobalt ve demir katılarak daha yüksek ısılardaki fazla tane büyümesi azaltılır. Yalnız bu katkılar tamamı ile başarılı olmadığından çok az miktarda kullanılabilmektedir.
Çünkü daha büyük miktarda katılma element veya bileşimin düzensiz dağılımına sebebiyet verir. Altın alaşımlarında kullanılan en önemli tane tasfiyecisi nikeldir. Demirle kobalt düşük çözülebilirlik özelliklerinden dolayı ağırlık birim başına daha etkilidir. Ama eritme ve işlemede güçlük çıkarır. Bunun için kuyumculukta genel kullanımlarını önlemiştir. Bazı platin madenlerinin küçük miktarları son derece tesirli tane tasfiyecisidir. Bu hususiyetinde dolayı dişçilikte kullanılmaya müsaittir. Nikel, altın alaşımlarında güçlü bir renk açıcıdır. Bu yüzde tane olarak kullanımı düşük yüzde ile olur. Bu da çirkin sarısı-gri renklerin önlemek amacını taşır. İlk beyaz altın alaşımları 18 ayardan 19,2 ayar hassasiyete kadar genellikle yüzdesi düşük çinko katılmış altın-nikel alaşımlarıydı. Kuyumcuların alıştığı renkli altınlardan çok daha sert olan bu alaşımlar ateşle işlemeye çok müsaittir. %1 kadar az bir bakırın 18 ve 19 ayar alaşımların işlenmesini artırdığı ve 14 ile 10 ayar altınları işleyebilmek içinde oldukça büyük bakır yüzdeleri gerektiği ortaya çıkmıştır.
Çinko içeriği pahasına, bakır ve nikel miktarını artırmak, beyaz altının ateş kırılmasına eğilimini renkten fedakârlık ederek azaltılıyor. Daha başka düşük çinko içerimler, ürünün minelenmesi gerektiği halinde kullanılır.
Kaynağın kullanıldığı ortamlarda katılık çok mühimdir. Kaynak alaşımının sıvılık durumu altın alaşımının katılığından daha düşük olmalıdır. Aksi takdirde altın kısmi bir biçimde parçalanabilir. Genellikle, Kaynak yapılan madenle irtibat anında katıldığı artan bir kaynak kullanmak tercih edilir.
Çeşitli Ayar Altınların Kaynak Alaşımları
Birçok kuyumculuk parçası, üretimleri için bir miktar diğer parçalara ihtiyaç duyar. Farklı parçalardan yapılan yüzük, bağlantılarının açılmaması gereken zincir bu kaynağa ihtiyaç duyan parçalardan misaldir. Taşlar için çerçeve yapımında, küpede, madalyonda da yine kaynak kullanmak gerekir. Bir üründeki kaynak alaşımı, ürünün bütünün ayarını, müsaade edilen Kanuni müsamahadan aşağıya düşürmemelidir. Bunun için eldeki altının ayarındaki bir kaynak alaşımı kullanmak işidir.
Kaynak alaşımının sıvılığı (ya da akış noktası) üzerinde kullandığımız altın katılığından az olmalı. Bunun sağlanması için büyük ölçüde kaynak alaşımındaki gümüş bakır oranını denetlemeli ve çinko muhtevasını çok az miktarda artırmalıdır.
Kırat altınları adet olduğu üzere toplu üretim usulleri yerine el kaynağı ile işlemek lazımdır.
Parçaları yerine yerleştirmede ise elektrik kaynağı ya da ısıtma yöntemleri kullanılabilir. Fakat bazen de bu yöntem bütün kaynak işlerinde kullanılabilir. Boraks ya da borasitle karışık boraks, kaynak kullanılan akışkanlardır. Kaynaktan sonra akışkanların temizlenmesi ise, akışkanların sıcak suya sokulup sulandırılmış sülfürik asite bandırılması suretiyle olur.
Oluşmuş herhangi baz oksit madenler yok olur. Sülfürik asit suyuna potasyum dikramat katarak sülfürik asit suyundan kalan lekeler giderilir.
Kullanılan baz maden umumiyetle altın yüzeyinden daha sert ve kuvvetlidir. Bu sertlik oyulmaya ve tahrip olmaya karşı dayanıklılığı arttırır. Aynı zamanda kaplama, aşınmaya karşı dayanıklılığı ve istenilen altın alaşımının oluşumunu sağlar. Baz maden sertleştirme türünden olabilir. Fakat genelde nikel, gümüş ya da ticari bronz olur.
Altın dolgu malzemeleri çoğunlukla saat mahfazalarında, telde ve zincir imalatında kullanılır. Altın dolgu bir saatin altın yüzeyini yirmi yıllık garantilemek alışılmış bir olaydır.
Altın dolgu yaprağı yassı bir altın kalıbın bir baz madenin üzerine kaynaklanmasıyla yapılır. Baz maden çubuk ½ mm. kalınlığında ya da daha kalın olabilir. Aynı şekilde altını baz madene istenen oranda verecek uygun bir kalınlıkta olur. Kaynak alaşımının kaynaklama esnasında baz madene fazla dağılmasını önlemek için, baz maden kaynaktan önce nikelle kaplanırsa iyi olur. Kaynaktan sonra ise istenilen kalınlıkta rulolanır. Altının ve baz madeninin nispi kalınlığı rulolanırken devam eder. Çubukların sonunda istisnalar çıkabilir.
Altın dolgu tel, bir baz maden tüpünü veya çubuğunu bir altın tüpüne yerleştirdikten sonra ikisini gerekli tavla birbirine eklemekle olur. Bunda kaynak alaşımı gerekli olmayabilir. Çünkü altın ile baz maden arasındaki dağılım tavlama esnasında yeterli bağı kurabilir. Fakat buna daha çok renkli altınlarda rastlanır.
Altın dolgu malzemesi küçük birimler oluşturmak için kesilirse, baz maden köşesinde açıkta kalabilir. Bu; kısmen altın yüzeyinin kesilen köşesinin üzerine denk gelecek şekilde kesilmesiyle halledilir.
Altın yüzeyi ayrıca cilalanırken köşenin üzerine akıtılabilir. Ancak ısınma direnci yeterli çekirdeğe sahip bir maden kullanılırsa köşedeki açıklar önemsiz kalır. Saf nikel çekirdekler bu sebeple aktın gözlük çerçevelerinde kullanılır.
Sıvı Parlak Altın Kaplamalar
Altın, klorik sülfürlenmiş Venedik terementisi ile çeşitli organik sıvılara eriyebilir bir organoaltını bileşimi oluşturmak için ektir. Oksitlenen bir atmosferdeki ısıtma üzerinde madde, incelenmiş saf altına ayrışır. Ancak %5’lik bir Rodyum varlığıyla düz, parlak bir tabaka oluşur; az miktarda bizmut, kalay veya vanadyum gibi oksitlenebilir metal varsa tabaka cam, porselen ya da metal alt tabakasını şiddetle bağlayacaktır. Çini ve cam için yaygın olarak kullanıla bu malzemelerde en az 540 derecelik bir fırınlama ısısı kullanılır.
Daha ağır kaplamalar elde etmek için vurgulamalar tekrarlanır veya karışıma ince altın dağıtılır. Bunlar kalın bir yüzey oluşturur fakat bu yüzey parlaklık elde etmek için cilalanabilir.
Bu tür kaplamalar dikkatle ince lehimlenebilir fakat lehimlemek için, yeterli platin içeren bir karışım kullanmak daha uygundur. Ancak bunun daha yüksek bir elektrik direnci olur, kare başına 2 om kadar. Daha fazla platin içeren bir karışım ise daha beyaz bir renk arzulandığı zaman kullanılır. Elektrik teçhizatında altının gümüşe göre önemli avantajları vardır. Organik kaplama karışımının yapışkanlığı ve başka kullanım özellikleri fırçalama, püskürtme, ekran baskısı ve makara kaplaması ihtiyaçlarını görmeye uygundur.
Ayar Nasıl Düşürülür veya Yükseltilir
İmalatçılara teknik bilgiler;
Ayar düşürmek:
Ayar düşürmek için pratikte kullanılan formül şudur:
Y=H-AV/A
Y=Katılacak yabancı maden miktarı,
V=Külçe miktarı,
A=Miliem ya da ayar,
H=Has*Külçe miktarı (yüksek ayar ve miliemde olabilir)
Bu formülü bir örnekle daha açık şekilde anlatalım.
Soru: Elimizde 115 gr. 995 miliemlik altınımız var. Bunu 585 miliemlik külçe haline getirebilmek için ne kadar bakır ve gümüş katmalıyız?
Cevap: Yukarıdaki formül aynen alınır:
Değerleri gösterilir.
H=995 Y=H-AV/A
A=?
A=585
V= 115 gr. Değerler formülünde yerine konur.
Y= (995*115) -(585*115) /585 çarpmalar yapılır.
Y=11425-67275/585-47150/585 çarpmalar yapılır.
Y=11425-67275:585-47150/585=80.59 gr. Bakır ve Gümüş gerekir.
Çözüm:
Öncelikle elimizde bulunan külçe miktar ile miliemini çarparız.
115*995=114425
Yine eldeki külçe miktarı ile elde etmek istediğimiz miliemi çarparız:
115*585=67275
Çıkan neticeleri birbirinden çıkarırız:
114425-67275=47150
Bulduğumuz sonucu istediğimiz miliem olan 585’ bölelim:
47150:585=80.59 gr.
Demek ki sonuç olarak bakır ve gümüş katılırsa istediğimiz külçeyi elde ederiz.
Kaynak: GOLDPARA